Obezite bir hastalık değildir, beslenme ve metabolizma uzmanlarının endüstri menfaati için dile getirdikleri yanlış tavsiyelerin eseridir.
Önlenemeyen obezitenin tedavisinin de becerilememesi ve çare olarak “cerrahi girişimlerin” başını alıp gitmesi tıp adına utanılacak bir durumdur.
Obezitenin önlenmesinin de tedavisinin de çaresi adam gibi yiyip içmek ve hareket etmektir, ne cerrahi ne radyolojik girişimdir.
Bu haberde, cerrahlar ile girişimsel radyologlar arasındaki “sidik yarışı” gözler önüne seriliyor.
O modern dediğiniz cerrahi yöntemler de girişimsel radyoloji de bize lazım değil, sizin olsun güle güle kullanın beyler.
Allah aşkına biriniz çıkıp “Obezite, bir hastalık değildir ve obeziteyi önlemek mümkündür. Bütün mesele adam gibi beslenmektir, hareket etmektir” desin!
Vatandaş bunu bekliyor.
***
Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) 11. Yıllık Toplantısı Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. A. Yiğit Göktay, obezite tedavisinde midenin acıkma merkezini besleyen damarların tıkanmasının mümkün olduğunu belirterek, “Bu yöntemde ameliyata gerek kalmadan sadece anjiyografi uygulanarak başarılı sonuçlar elde edilmiştir” dedi.
Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) tarafından düzenlenen 11. Girişimsel Radyoloji Yıllık Toplantısı, Antalya’da yapıldı. Toplantıda, girişimsel radyolojideki son gelişmeler ve güncel uygulamalar sunuldu.
TGRD Yıllık Toplantı Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. A. Yiğit Göktay, obezite tedavisinde cerrahi tedavinin oldukça popüler olduğunu, ancak girişimsel radyolojide son dönem gelişmelerle midenin acıkma merkezini besleyen damarların tıkanmasıyla o hormonun baskılanması ve obezite tedavisinde yol almanın mümkün olduğunun gösterildiğini söyledi.
Bu alandaki çalışmaların yeni, ancak ilk dönem sonuçlarının umut verici olduğunu aktaran Prof. Dr. Göktay, bu yeni tedavi yöntemine ilişkin şunları söyledi:
“Bu yöntem, aşırı şişmanlık, morbid obezite nedeniyle yaşam kalitesi düşen hastalarda midenin acıkma merkezini besleyen damarların özel bir embolizasyon yöntemi ile tıkanması prensibine dayanan bir yöntemdir. Hasta konforunu ön planda tutan bu yöntemde, ameliyata gerek kalmadan sadece anjiyografi uygulanarak yapılan embolizasyon sonrası başarılı sonuçlar elde edilmiş ve özellikle batıda, obezite tedavisinde bu farklı alternatif tedavi yönteminin kullanımına dair çalışmalar yüz güldürücü sonuçları ile kabul görmeye başlamıştır.”
Bu yöntemin 4 yıl önce ABD’de denendiğini aktaran Prof. Dr. Göktay, insandaki uygulamalarının kısıtlı olduğunu ve uzun dönem sonuçlarının henüz ortaya çıkmadığına dikkat çekerek; “Olgunlaşması için 5 yıl geçmesi gerekiyor, şu an o süreçteyiz” diye de ekledi.
“GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ İLE AMELİYATSIZ TEDAVİ”
TGRD Başkanı Prof. Dr. Mehmet Halil Öztürk ise, Radyolojik görüntüleme yöntemleri eşliğinde damar yoluyla veya direkt ciltten yaklaşımlarla birçok hastalıkta uygulanan tanı ve tedavi işlemleri olarak tanımlanan girişimsel radyoloji ile ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Klasik radyolojide, yani tanısal radyolojide, doktorlar değişik görüntüleme cihazlarını kullanarak deyim yerindeyse hastanın içini görerek hastalıklara tanı koyarlar. Bu amaçla kullanılan röntgen, mamografi, ultrason, doppler, tomografi ve MR gibi çok sayıda görüntüleme cihazları mevcuttur. Girişimsel radyologlar ise, yine aynı cihazların bir veya birkaçını kılavuz olarak kullanarak hastalıklara müdahale ederler. Bir diğer ifade ile; Girişimsel Radyoloji, görüntüleme ile tanı koyan radyoloji uzmanlarının görüntüleme kılavuzluğunda tedavi yapmalarıdır” dedi.
Girişimsel radyolojik işlemlerinin ciltte açılan küçük bir kesi ile vücut içerisine giren iğne ve plastik borularla gerçekleştirildiğini de belirten Prof. Dr. Öztürk, bu şekilde çok geniş yelpazedeki hastalara müdahale edildiğini ifade etti.
“DAMARI İSTERSEK AÇIYORUZ, İSTERSEK KAPATIYORUZ”
TGRD Başkanı Prof. Dr. Mehmet Halil Öztürk, girişimsel radyolojide damarın durumuna göre damara istediklerini yapabildiklerini belirterek şöyle devam etti:
“Damarı istersek açıyoruz, istersek kapıyoruz. Damarın durumuna bağlı bir durum bu. Damarın genişlemesi bir sorunsa bunu kapatıyoruz, sorun damarın daralmasıyla açabiliyoruz. Damar anormal genişleyip kanama yapınca tamamen kapatabiliyoruz. Girişimsel radyoloji tıbbın lokomotifi. Yüksek teknolojiyi kullanıyoruz ve sürekli fikirler üreten bir branş. Girişimsel radyoloji bir görüntüleme branşı olduğu için görüntüleme cihazlarının hepsine hakimdir. Hem ultrason hem de anjiyoyu aynı anda kullanırsanız başarı şansınız daha yüksektir” dedi.
Kaynak: http://www.yenisafak.com/hayat/obezitede-ameliyatsiz-yontem-2432931