Çocukluk çağlarında ikametleri sık değişen çocuklarda muhtelif ruhsal problemlerin daha sık görüldüğü bildirildi.
Araştırma, Danimarka hükümetine ait sağlık verilerinden faydalanarak yapıldı.
1971-1997 tarihleri arasında doğan ve bazıları 40 seneye yakın takip edilen 1.475.030 kişiler içinde sık ikamet değiştirmiş olanlarda intihar, intihar teşebbüsü, şiddet suçları, akıl hastalığı, madde bağımlılığı, ruh hastalıkları ve erken ölümlerin daha çok olduğu belirlendi.
İkamet değişikliği sayısı arttıkça psikososyal problemlerin arttığı ancak düşük veya yüksek ekonomik gruplar arasında herhangi bir fark olmadığı görüldü.
American Journal of Preventive Medicine’ de yayınlanan araştırmaya göre yaş, cinsiyet, ebeveyn yaşı, şehirleşme seviyesi ile ebeveyn veya kardeşlerde akıl hastalığı hikâyesi gibi faktörlerin bir miktar etkileri olmakla beraber bunların sonuçları değiştirmediği tespit edildi.
Bu araştırma sadece bir birlikteliği gösteriyor, sebep-sonuç ilişkisini ispatlamıyor.
Gelelim neticeye
Bu araştırmanın sonuçları akla ve mantığa uyuyor.
Muhtemelen çoğu babanın veya annenin vazifesi dolayısıyla veya diğer sosyal sebeplerle gerçekleştiğini düşündüğüm sık ev değiştirmenin bir çocuğun ruhsal dünyasında bir takım fırtınalar yaratmasında şaşılacak bir şey yok.
Siz bir de evlerinden terör sebebiyle her şeylerini bırakmak ve çok uzak memleketlere kaçmak zorunda kalan ailelerin çocuklarının hâlini ve bunların karşılaşacağı psiko-sosyal problemlerin ne kadar fazla ve büyük olacağını tahmin edin.
Kaynak: http://www.ajpmonline.org/article/S0749-3797(16)30118-0/abstract