Vejetaryenler hayvansal gıdalardan özellikle de peynirden öcü gibi korkarlar. Onlar için peynir sağlığın en büyük düşmanlarından biridir.
Tuzludur derler, yağı çoktur derler, üstelik yağı doymuş yağdır damarları tıkar derler.
Hiçbir zaman peynire hayır demem, tulumu, kaşarı, beyazı, fark etmez, kapanda olsa bile almaya çalışırım.
Ben bir peynir meftunuyum.
Birincisi, peynir müthiş bir protein, kalsiyum ve B12 kaynağıdır.
İkincisi, peynir kalp ve beyin damarlarının düşmanı değil bilakis dostudur, kötü kolesterolü de düşürür.
Üçüncüsü, tamam peynir tuzlu bir yiyecektir ama sanıldığı gibi tansiyonu yükseltmez çünkü peynirde o kadar çok faydalı besin ögesi vardır ki bunlar tuzun olumsuz etkilerini bertaraf ederler.
Dördüncüsü, peynir fermente bir gıdadır ve faydalı bakterilerle doludur.
Beşincisi, peynirde doymuş yağlar vardır.
Yağlar hakkındaki genel kanaat çok eksiktir.
Yağ asidi deyip geçeriz ama bunların binlerce çeşidi vardır ve hepsinin de biyolojileri farklıdır.
Palmitolat bu yağ asitlerinden biridir; bu yağ asidi vücutta çok az üretilir ama tam yağlı süt ürünlerinde özellikle de peynirde fazla miktarda bulunur.
Palmitolat, doymuş yağların sebep olduğu hasarları düzeltir, insülin gibi kan şekerini düşürür, anti-enflamatuar etkileri de vardır.
Palmitolat diyabete karşı korur.
Harvard’ lı meşhur araştırmacımız Gökhan Hotamışlıgil diyor ki:
“Peynir gibi tam yağlı süt ürünleri birer öcü değildir. Evrimsel perspektiften de memelerin yaşamaları süt içmelerine bağlıdır.
Peynirin mucizelerini anlamak için daha çok çalışma yapmak lazım ama peynir severler için iyi haberim şudur ki makul miktarda peynir yemek çoğu kimse için faydalıdır.
Ben de şimdi kendimi hiç suçlu hissetmeden peynirimi yiyorum, siz de öyle yapın”.
Gelelim neticeye
Gökhan Hotamışlıgil çok değerli bir bilim adamı ve önümüzdeki senelerde Nobel Ödülünün de en kuvvetli adaylarındandır.
Ne var ki peynirin öcü olmadığını, çok faydalı bir yiyecek olduğunu anlamak için Harvard’ ta araştırmacı mı olmak lâzım anlayamadım.
Ataları ne yiyor ne içiyor bir baksaydı bu kadar araştırma yapmasına, yorulmasına gerek kalmazdı.
Evet, çok çükür ki araştırmam yok ama "fare kadar aklım var" ve ben de fareler gibi peynire hastayım.
Kaynak: